Sayfalar

16 Kasım 2012 Cuma

Okumayı sevmek ve çizgi romanlar...


Birdenbire karşıma çıktı... Nasıl da mutlu oldum, uzandım ve elime aldım.
Sonra yapraklarını çevirdim...
İşim bitince sahibinden izin isteyip en baştan ağır ağır bir köşede okumaya başladım...
Pırıl pırıl bir kağıt ve de renkli...
Zaman değişti, mekan değişti...
Çok eskiye gittim ilkokul ikinci sınıf yıllarıma...
Onunla ne çok maceralar yaşamıştım.
Bazen gerçekle hayal birbirine karışmış ben oradaki kahraman olmuşum. Bazen "hadi canım bu kadarı da olmaz" yahu demişim.
Ya da bir sözü anlamamış büyüklerime sormuşum...
Haftalıklarımı biriktirip çıkacağı günü sabırsızlıkla beklemiş, yeni maceraları daha dükkanın kapısında hızla elden geçirmişim.
Asıl finali evde yapmak üzere "bir bakayım" diyenleri görmezlikten gelmişim.
Tabi onlar sarı saman kağıda basılmıştı ve siyah beyazdı...
Sonra birikmiş, değiş tokuş yapmaya başlamışım.
İlk ticaretimi yapıp para bile kazandığım olmuş...
Yıllar geçip de geriye baktığım da okumayı sevmeyi onlarla öğrendiğimi artık kesin olarak biliyorum..
Çizgi romanlardan bahsediyorum.
Beni çok eskilere götüren çizgi Kaptan Swing'ti...
Bildiniz değil mi, hani Amerika'nın kurtuluşu için İngilizlerle mücadele eden Ontario Kurtları'nın şefi. Yanında kadim dostları Doktor Sallaso ve Kızılderili Gamlı Baykuş...
Ya diğerleri; Zagor ve Çiko...
Teksas, Tommiks, Tom Braks, Mandreke, Mister No, Kızılmaske, Zembla, Judas, Kinova, Atlantis, Teks, Pekos Bill.
Ardından Red Kit, Tenten... Sonra bizimkiler sökün etti: Tarkan, Karaoğlan, Yüzbaşı Volkan...
Kitapları ve okumayı işte böyle sevdik, onlarla büyüdük.
Sonra yetişkin çağlarımızda klasikler sökün etti.
NTV Yayınları başta olmak üzere birçok yayınevi ünlü romanların çizgilerini nefis bir baskıyla hayatımıza soktu. Dostoyevski'nin Suç ve Cezası, Agahta Christie'nin polisiyeleri ve daha neler neler...
Bugün bilgisayarın, akıllı telefonların tutkunu çocuklar, gençler okumayı çok sevmiyorlar.
Hayır kesinlikle suçlamıyorum, biz de bu dönemde yaşasak farklı olmazdık herhalde ama yine de anne babalara naçizane bir şey söylemek isterim:
Çocuklarınıza daha küçükken çizgi roman okuyun, resimlerini gösterin.
Sonra okumayı öğrendikten sonra teşvik etmeye devam edin.
İlk teması sağlarsanız emin olun gerisi gelir...
Denemeye değer bence...