Ahmet, gözaltına alınırken, "Dokunan yanar arkadaşlar" diye bağırmıştı...
Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanmaları artık Türkiye’deki kavganın ve iktidar hesaplaşmasının başka bir evreye girdiğini gösteriyor.
Ahmet’le 90'lı yılların başında Cumhuriyet’te çalıştık.
Ben yazişlerinde gece sorumlusuyken o polis muhabiriydi.
Bir yandan da üniversiteye devam ediyordu.
Çalışkan, yerinde duramayan, dürüst biriydi. Nasıl da koştururdu haber için.
Nedim’i de dostları ve arkadaşları iyi biri diye anlatıyor ve kefil olduklarını söylüyor.
Ama ben size Ahmet’ten söz etmek istiyorum…
Bir gün pikajda (daha bilgisayarlı sisteme geçilmemişti.) sayfaları yetiştirmeye çalışırken koşarak içeri girdi ve montajların makineye dairesine indiği kapağı görmedi, takıldı.
Tam böğrüne neredeyse ihmalden açıkta bırakılmış bir demir girecekti.
Çok acı çekiyordu ama hala haberi bize anlatmaya çalışıyordu.
Çok acı çekiyordu ama hala haberi bize anlatmaya çalışıyordu.
Sonra yıllar sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde bir konferansta karşılaştık.
Aynı masaya düşmüştük yemekte, uzun uzun sohbet edip hasret gidermiştik.
Aynı masaya düşmüştük yemekte, uzun uzun sohbet edip hasret gidermiştik.
Onu Radikal’deki iyi işleriyle hatırlıyorum, sonra gazetede sanıyorum fazla mesaiyle ilgili hakkını aramaya kalkınca onu işten attılar. Bir dönem sonra Alev Er onu Aktüel’de işe almak isteyince engellendi. Çünkü patronlar onu kara listeye almıştı.
Sonra Nokta dergisinde ortaya çıktı, Darbe Günlükleri’ni yayınladılar.
Sarıkız, Ayışığı gibi darbe planlarını kamuoyuna duyurduklarında kıyamet koptu. Dergi basıldı sonra da kapatıldı, Ahmet bir kez daha işsiz kaldı. Daha sonra Bilgi Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmaya başladı. Ta ki tutuklanana kadar.
Sarıkız, Ayışığı gibi darbe planlarını kamuoyuna duyurduklarında kıyamet koptu. Dergi basıldı sonra da kapatıldı, Ahmet bir kez daha işsiz kaldı. Daha sonra Bilgi Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmaya başladı. Ta ki tutuklanana kadar.
Hem de ne tutuklama, bugün Ergenekon davasına gönülden destek verenlerin dahi “Ne oluyor, bu mudur” diye sordukları bir gerekçeyle Silivri’de yatıyor şimdi.
Ahmet ki Ergenekon davasına desteğini Ertuğrul Mavioğlu’ya kitap yapıp ortaya koymuş birisi.
Şimdi Ergenekon örgütü suçlamasıyla içerde.
Savcı yasanın ona verdiği yetkiyle asıl gerekçeyi açıklamıyor.
Yani o da biz de bilmiyoruz ne olduğunu iyi mi…
Bugün Ahmet için belden aşağı vuranlara sözüm yok, onlar en iyi bildikleri işi yapıyorlar..
Ama o timsah gözyaşı dökenler yok mu. Patronları için onu kurban edip işsiz kaldığında gıklarını çıkarmayanlar…
Şimdi onun üstünden demokrasi insan hakları dersi veriyorlar ya deli oluyorum...
Ooof oofff…..
Sosyalistti Ahmet ve hep öyle kaldı…
Ne güzel…