Fantastik edebiyatın duayen ismi Nazlı Eray'ın yeni kitabı Sinek Valesi
Nizamettin'de rüyalarla gerçekler iç içe giriyor, okur kendini bambaşka bir
dünyada buluyor. Öykü, okuru aralarında Rihanna, Ronaldo, Medyum Meziyet ve
yaşlı kadın Mebrure'nin bulunduğu karakterler eşliğinde renkli bir yolculuğa
çıkarıyor.
Ne yaptınız siz böyle Nazlı Hanım.
Zaten kafam karışık, sizin her zamanki
gibi okuru "gerçek mi rüya mı" ikileminde bırakan, yeni fantastik kitabınıza
başladım ki, her şey içiçe geçti.
Sizi nasıl inandırsam bilmem ki, "mutlu
olmak ve insanları mutlu etmek için yazıyorum" demeniz gibi oldu ama bir
dinleyin hak vereceksiniz...
Ah Bayım Ah, Geceyi Tanıdım, Kız Öpme Kuyruğu,
Hazır Dünya, Eski Gece Parçaları, Yoldan Geçen Öyküler, Aşk Artık Burada
Oturmuyor, Kuş Kafesindeki Tenor, Pasifik Günleri, Orphee, Deniz Kenarında
Pazartesi, Arzu Sapağında İnecek Var, Ay Falcısı, Yıldızlar Mektuplar Yazar,
Uyku İstasyonu, Bir Yaz Gecesi, Âşık Papağan Barı, İmparator Çay Bahçesi,
Örümceğim Kitabı, Elyazması Rüyalar, Ayışığı Sofrası, Aşkı Giyinen Adam, Sis
Kelebekleri, şurda dursun.
Sinek Valesi Nizamettin kitabınızın arka
kapağındaki özete bakınca anladım ki yine müthiş bir macera bizi
bekliyor:
Kahire Saint Simon Mağarası'nda çılgın piyanist David Helfgott'un
cinlere verdiği bir konserle başlayan roman, jürinin Cristiano Ronaldo ve Neymar
Jr. olduğu bir "Yaşım Kaç?" programı, programda birtakım yaşlı kadınların bu
gözde erkekler tarafından hırpalanmaları, kendilerini büsbütün yaşlı
hissetmeleri, programın sonsuz coşkusu, Beşiktaş'taki Mahmut Hüdayi Efendi
Türbesi'nin avlusunda beliriveren sevgili varlık Nalan ve kısıtlanmış bir
iletişim.
Nalan'ı içinin bir boyutunda ve beyninde barındıran yaşlı kadın
Mebrure, dünya haritası üstünde çok renkli ve çılgın bir anı yelpazesi,
Sultanahmet'teki otoparktaki sinek valesi Nizamettin, aşık olduğu Rihanna ve
lokması döküldükten sonra ulaştığı Nizamettin Adası; bir ölüden geriye kalan anı
ve eşya yığını.
Helvan karılmış, duan okunmuş bile olsa ölmemiş olabilir
misin? Nizamettin'in çelişkisi.
Ziraat'e para yatırınca insan yaşını gence
fiksleyen Medyum Meziyet.
Ronaldo ile Roma'da dizdize yemekler...
Sonra
"bu kadar da olmaz ki" diyeceksiniz, öğlen saatlerinde tam 12.16'da telefonuma
bir mesaj geldi: 9 Kasım'da Volkswagen Arena'da gerçekleşecek olan efsane
piyanist "David Helfgott" konser bileti ... üyelerine yüzde 15'e varan
indirimle...
Öykünüzle rüyalar ve gerçeklik birbirine karıştı
gitti.
Eleştirmenlere göre, sizin öykü ve romanlarınızda; yaşantılar, anılar,
duygular, düşünceler, hayaller, rüyalar bir araya gelir, özgün bir büyülü
gerçeklik yaratılır.
Sanat deyince dünyada ilk akla gelen İtalyan Umberto Eco sanki sizi tarif etmiş :
"Kurmaca anlatılarda gerçek dünyaya yapılan kesin
göndermeler öylesine iç içe geçer ki, romanda bir süre kaldıktan ve haklı olarak
fantastik ögelerle gerçekliğe yapılan göndermeleri birbirine karıştırdıktan
sonra, okur artık kesin olarak nerede bulunduğunu bilemez."
Ben de bilemedim
vallahi...
Türbede namaz kılan kadınların yanından Sultanahmet'e ne zaman
ışınlandım, kendimi Ronaldo'nun maçını izlerken ne zaman fark ettim.
Hele o
kaprisli kendini beğenmiş Brezilyalı ki benden uzak dursun Neymar'a ne
demeli.
Peki o geziler; birdenbire Boğaz'da denize bakarken hangi ara Çin'e
giden bir uçakta hostesten kahve istediniz.
Bir burdasınız bir de bakıyoruz
Berlin'de, Roma'da ya da St. Petersburg'ta..
İstanbul'un ya da Ankara'nın
sokaklarında gezinirken Paris'e, Venedik'e, Cezayir'e, Seul'e, Portekiz'e ne
zaman gidiverdiniz.
Hem de ne gitmeler, Viyana'nın altını üstüne
getirmişsiniz: Ünlü kafeleri, Mozart çikolatalarını, Schönbrunn Sarayı'nı,
İmparatoriçe Sissy'i, Freud'un evini, Stefan Zweig'in fotoğraflarını ne ara
gördünüz de böyle ayrıntılı hatırlıyorsunuz.
Nasıl yazıyorsunuz siz öyle,
bazen yılda iki kitap birden geliveriyor.
"Bütün her şey ilk cümlenin
altında. İlk cümleyi yazacağım zaman, belki ben son cümleyi de biliyorum ama
onun farkında değilim. Bir satır sonra ne olacağını bilemeyebilirim. Bir sayfa
sonrası benim için bir meçhul olabilir. Gece yattığım zaman ertesi günü merakla
düşünürüm. Aslında bütün her şey kafamda oturmuştur. Fakat son anda bir karakter
girer romana! Başlangıç çok heyecanlı, sanki bir narın çatlamaya hazır olması
gibi... Bitişinde de nar artık ağaçtan düşecektir. Bilinmeyen bir yöne giden bir
gemiye yazılmış, yoksul bir tayfa gibiyim aslında. Dünyada anlatabileceğim en
güzel şey yazmak. Günde 7 saat çalışıyorum. 22.5 ayda bitiyor bir roman." (Bahar
Tanrısever, Cumhuriyet Kitap)
Sayfalar çevrildikçe, insanlar, hayaller,
gezintiler, masallar, suretler, gölgeler geçiyor. Ünlü isimler; kimi hayatta
olmayan Edith Piaf, Dostoyevski, Stalin gibi kimi de pop magazin
dünyasından:
"Bu geceki jüri, Çek top model Bar Rafaeli, Lübnanlı manken Gigi
Hadid ve Barbadoslu şarkıcı Rihanna efendim."
Kendi hayatınız, ilişkileriniz,
dostlarınız, eşiniz de boy gösteriyor kitaplarınızda cansız nesneler de. Bazen
bir resim, mektup ya da aynadan alıp bizi başka dünyalara
götürüyorsunuz.
"Ben bütün hayatı bir rüya gibi hatırlıyorum" demişsiniz Esme
Aras'la söyleşinizde: Başka bir olay, başka bir gerçeklik de olabilir. Rüya
âlemi senin gerçeğin olabilir. Çünkü o da bir dünya.
Siz çok yaşayın Nazlı
Hanım.
Bizi rüyasız bırakmayın emi...
(Sabah Kitap ekinin Kasım 2018 sayısında yayınlanmıştır.)
KİTAPTAN
Nalan'ı düşündüm. Bütün bu
yaşadıklarım, bütün bu içine girdiğim değişik dünyalar, tanıdığım insanlar,
suretler, gölgeler, hayaller ve gerçekler hep Nalan'ı düşünürken rastladığım
şeyler.
Gerçek mi bunlar sanrı mı?
Güzel rüyalar mı, neler hiç bilmiyorum.
Gecenin gölgeleri çevrelemiş beni, belki o gördüğüm Nalan değil, arada aklıma
takılıyor bu. Korkuyorum.
Ya Mebrure?
Nalan'ın öteki sureti, değişik bir kısmı.
O nedir?
Ne tuhaf şey bu Mebrure.
Bütün anıları bütün birlikte gezdiğimiz
dünyaları eksiksiz anlatıyor, ben Nalan'ım diyor ama acaba o kim?
Bu yarı
karanlık, rüya kenarlarında dolaşıyorum her gece.
O yeşil koridor, bizi bekleyen
Cristiano Ronaldo ve Neymar. Onlar acaba gerçek mi?
Aklıma bunlar takılıyor.
Şaşırıyorum.
O yarışma, o birbirine giriş, hakaretler, tacizler,
küçümsemeler...