Sayfalar

18 Ağustos 2011 Perşembe

Aziz Yıldırım hapiste fikirleri iktidarda

Türkiye Futbol Federasyonu'nun şikeyle ilgili soruşturmada verdiği kararın yeni bir kaosa yol açtığı herkesin malumu. Kamuoyunu beklentiye sokup hiçbir şeye karar vermemenin tek bir açıklaması var: Üç maymunu oynadılar. Hani "Görmedim, duymadım, bilmiyorum" diye sürüp gider ya o...
Başkan Mehmet Ali Aydınlar'ın bir saat konuşup hiçbir şey söylememesi ve "iddianame beklenecek" demesinin satır araları çok iyi okunmalı. Bu konuda çok iyi çok tutarlı sağlam yorumlar okudum.
Şimdi sormak lazım... Madem öyle, yargıyı bekleyeceksin peki niye o kadar adamı tedbirli ceza kuruluna sevk ettin. Tedbirli demek hukuktaki tutuklu yargılamaya denk geliyor. Demek ki sende bir kanaat oluşmuş bu adamların suçlu olduğu hakkında o zaman ne bekliyorsun...
Bakın Ergenekon ve ona bağlı süreçte yürüyen yargılamalarla bunları karıştırmamak lazım.
Çünkü spor hukuku diye bir şey var... Bu normal ceza hukukundan ayrıdır. Onun için federasyonu özerk hale getirdiler...
Mehmet Ali Aydınlar başarılı bir işadamı, iyi bir Fenerbahçeli, eski yönetici ve kulübün gelecekteki başkanı olarak adı geçiyor.. du...
Bütün kulüplerin ittifakıyla federasyon başkanı oldu ancak kucağında bulduğu şike olayında süreci doğru yönetemiyor.
Başından itibaren Fenerbahçe'yi kollamaya çalışıyor.
Aziz Yıldırım'ı hastanede ziyaret edip "başkanım" dedi büyük tepki gördü Savcıyla görüştükten sonra "durum vahim" sözleriyle süren tutumu birdenbire üç günde bir değişmeye başladı. Önce liglerin zamanında başlayacağını, soruşturmada baş zanlı iki takımın kupa maçını oynayacağını ilan etti. Sonra başta Galatasaray olmak üzere tepkiler gelince önce açıklamaları sert bir dille kınadı ardından onların dediğine gelip ligi ve kupa maçını erteledi.
Bu arada iki günde bir Fenerbahçe yöneticileri federasyonu ziyaret etti. Herhalde Mehmet Ali bey onlarla Ramazan ayının güzelliğini, dünyadaki ekonomik durumu, Kürt meselesini falan konuşmuştur. Asla şike, küme düşme gibi işlerle ilgili bilgi paylaşımı olmamıştır eminim.
Bu arada Fener'in gazını almak için Aziz Yıldırım bağlantılı gazeteciler Lube Ayar ve Tahir Kum'un kışkırtmalarıyla bir fotokopi belgeyle Galatasaray'a da iş uzadı.
İhtiraslı ve saatli bir bomba misali Galatasaray'ın kapısından her girdiğinde vukuat işleyen Bülent Tulun'un başkan Adnan Polat'a yazdığı 1 milyon dolarla ilgili hesap soran mektup döndü dolaştı 2006 yılındaki şampiyonlukla ilgili şaibeye vardı.
Şimdi sıkı durun, ortalığa dökülen önce belge, bilgi, telefon konuşmaları, tutuklama Mehmet Ali Aydınlar'ı tatmin etmemiş ki Fenerbahçe'nin adını ağzına almaktan kaçınırken bu meseleyi daha anlamadan şöyle bir söz etti:
"Galatasaray'ın kupasını alırız."
İyi mi... Tarafsız başkan işte böyle olur...
Ve 15 Ağustos'ta Etik Kurulu'nun raporu doğrultusunda yaptığı muhteşem açıklamaya gelirsek...
Gazeteci ağabeyimiz Kemal Belgin'in havanda su döven pabucumun spor gazetecilerine ders verir gibi sorduğu soru meseleyi özetliyor.
"Madem bir karar yok, bu kadar adamı niye tedbirli veya tedbirsiz ceza kuruluna niye sevk ettiniz" diyen Kemal abi bombayı patlattı:
"Bundan sonra fikstürü Spor Toto teşkilatı, cezaları da Adalet Bakanlığı mı verecek?"
Ligler başladıktan sonra iddianamenin yazılmasıyla federasyon karar vermek zorunda kalacak. O zaman seyreyleyin gümbürtüyü, işin UEFA tarafını da daha hesaba katmadık.
Ah unutmadan başlıkta ne demek istedik ondan da söz edelim.
1980 darbesinden sonra MHP lideri Alparslan Türkeş, askerler tarafından Ecevit, Demirel ve Erbakan'la gözaltına alınmıştı.
Türkeş daha sonra tutuklu yargılandı. O zamanlar demişti ki:
"Biz hapisteyiz fikirlerimiz iktidarda."
Yani darbecilerin faşizan tutumlarından ziyadesiyle memnundu. Ama niye içerde olduğunu anlamıyordu.
Muhtemelen Aziz Yıldırım da, federasyonun yaptıklarını görünce aynı sözleri mırıldanmıştır.
Haksız mı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder