Sayfalar

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Sağlıklı yaşam ne demek?


Uzman tane tane anlatıyor: "Eğer bir yıl içinde kendinizi iyi hissettiğiniz dönemler fazla ise ve az hasta olduysanız bu sağlıklı bir yaşamdır."
Şehir hayatı bizi daha çok evlere hapsettikçe ve o da yetmeyip dört duvar arasındaki bir bilgisayar başına mıhlandıkça durum gittikçe vahim hale gelecektir emin olun.
İnsanoğlunun vücudu hareket etmek için tasarlanmış mükemmel bir yapı, yani kas, kemik, kıkırdaktan oluşuyor.
Peki, bu yapıyı hareketsiz bırakınca ne oluyor...
Biliyorsunuz tabii ki, hastalıklara davetiye çıkarıyoruz.
Önceki gün gazetelerde yer alan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) raporlarında birçok hastalığın verileri bulunuyor. En önemlisi hiç kuşkusuz kiloyla ilgili olanı...
Türkiye'de 15 yaş üstü bireylerin yüzde 17.2'si obez, yüzde 34.8'i fazla, yüzde 44.2'si normal ve yüzde 3.9'u ise düşük kilolu. Yani ülkede her kişiden biri obez ve kadınlar başı çekiyor.
İşin acayip tarafı kırsal kesimde kilolu sayısı şehirdekileri az da olsa geçmiş durumda.
Bu da gösteriyor ki, tüketimle pompalanan yeni hayat tarzı televizyonlar ve internet yoluyla bir salgın gibi yayılıyor. Kasaba ve köylere kadar ulaşan abur cubur, çocuklar ve gençlerin gözdesi olmaya başlamış...
Kentlerin geride kalmasının sebebi bilinçli tüketim ve sosyo -ekonomik seviyeyle açıklanıyor.
Ayrıca çocuklarda ishal, diş, göz, solunum yolu enfeksiyonu, bulaşıcı hastalıklar ilk sıralarda yer alıyor.
Özellikle ağız ve diş sağlığındaki yüksek oran düşündürücü. Ağrı oldukça diş doktorunun yolunu tutan büyüklerin çocukları da haliyle ağız sağlığından müzdarip oluyor.
Hipertansiyon, bel bölgesi ve eklem rahatsızlıkları, şeker de ciddi olarak alarm veriyor ki bunlar kiloyla bağlantılı sorunlar...
Ve yaşam kalitesini en çok etkileyen hastalıklar, daha ileri aşamalarda sağlıklı organlara da zarar veriyor...
Sonuç olarak Türkiye'nin bel çevresi 10 yılda erkek ve kadınlarda 8 cm genişlemiş.
Obezite yılda yüzde 1 artıyor. Böyle giderse on yıl sonra oranın yüzde 40'lara ulaşması bekleniyor.
Vahim bir tablo ve hemen bugün bir şeyler yapılmazsa işler içinden çıkılmaz bir hal alabilir.
Olmazsa olmazları şöyle sıralayabiliriz...
Bir başka deyişle sağlık üçgeninin bir ucunda doğru beslenme var.
Gerçi her yanımız diyetler, tavsiyelerle sarılmış durumda ama en doğrusu sizin kararınız ve uygulamadaki ısrarınız..
İkinci olarak da uyku... Belirli saatte yatılıp belli saatte kalkmak elzem ve önemli...
Ve üçgenin son noktasında hareket var. Basit ve ihmal edilen bir eylem yürüyün, yürüyün ve yürüyün...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder