Çanakkale Savaşları'nın üzerinden 106 yıl geçti. Oradaki büyük zaferle dünya tarihi yeniden yazıldı. Dünyanın kaderini değiştiren tarih kitaplara konu oldu. Şimdi o kitapları yeniden okumanın zamanı...
Mart ve Nisan ayları tarihimizin şekillendiği, biz biz yapan ve dünyayı da
etkileyen zamanlardır.
18 Mart'ta Çanakkale Deniz Zaferi ve 25 Nisan'da Kara
Savaşları'nın başlamasının 106. yıldönümleri kutlanacak.
İttihatçıların
oldubittisiyle kendini Birinci Dünya Savaşı'nda bulan Osmanlı Ordusu, 1912'de
patlak veren Balkan Harbi'yle büyük bir felaket yaşamıştı.
1914'te büyük
savaşa girdiğinde bırakın İttifak devletlerini müttefiki Almanlar'ın bile
gözünde Avrupa'nın hasta adamıydı.
Çökmüş, bıkkın ve firarilerle uğraşan,
savaşma kabiliyeti kaybetmiş, donanımsız, teçhizatsız bir ordu gözüyle
bakılıyordu.
Ancak çok eleştirilen Genelkurmay Başkanı Enver Paşa, Balkan
Harbi'nden aldığı dersle orduyu baştan aşağı yenilemiş komuta kademesini kurmay
bir sınıfla değiştirmişti.
İşte bu ordu, Çanakkale'de İngiliz, Fransız,
Avusturya ile Yeni Zelanda'dan oluşan kendinden daha üstün silah gücü ve
donanıma sahip gücü yenilgiye uğratacaktı.
Çanakkale üstüne bir yazı daha ya
da kitap mı sorularını duyar gibiyim...
Gerçekten durum böyle mi; 1915
yılındaki bir savaşla ilgili söylenecek, konuşulacak her şey bitti mi?
Bildiklerimiz, bize anlatılanlar, okuduklarımızın ne kadarı büyük resmi tam
olarak yansıtıyor acaba?
Daha önce de atıfta bulunmuştum; tarihçi George H.
Cassar'a göre, Çanakkale Savaşı hakkında yazılan İngilizce kitaplar, Birinci
Dünya Savaşı'ndaki diğer herhangi bir sefer hakkında yazılan kitaplardan daha
çoktur.
Amerikalı askeri tarihçi Edward J. Erickson, Çanakkale üzerine
yazılan tarih yazımını dörde ayırıyor.
Ocak 1916'da çekilmenin ardından
İngilizler "Avrupa'nın hasta adamı" denilen bir güce nasıl yenildiğini anlamaya
çalışıyordu.
1917 ve 1919 yıllarında Çanakkale Parlamento Komisyonları
yayınları vardı.
Birinci Dünya Savaşı'nın 1918'de bitmesinin ardından anılar
ve alay tarihleri yayınlandı.
Çanakkale'nin komutanı General Sir Ian
Hamilton'un iki ciltlik Gelibolu Hatıraları 1920'de yayınlandı.
Bu kitaplar
İngiliz harekatlarını ele almaktaydı, Osmanlı tarafının bakışı ise Alman
askerlerin anılarına dayanmaktaydı.
Birinci Kuşak tarihçilerine göre
İngilizler en az üç kez kazanma şansı yakalamış ve zaferi kıl payı
kaçırmışlardı.
Yani taktik zorluklar olmasaydı kazanabilecekleri bir
seferdi.
İkinci kuşak Çanakkale tarihi, 1956'da Avusturalyalı gazeteci Alan
Moorehead'in Gelibolu ve 1965'te Robert Rhodes James'in Çanakkale, Asil Bir
Hezimetin Tarihi kitaplarıyla başladı.
Arşiv malzemelerinin yanı sıra esas
olarak mevcut tarihsel temelin yeniden analizi yapılıyordu.
Bir önceki
tarihlerden farklı olarak, liderlik analiziyle başarısızlıktaki sorumluluk
paylarının dağıtılmasıydı.
Üçüncü kuşak ise genç tarihçiler tarafından başlatılan ve daha önceki yaklaşımı sorgulayan yeni bir arşiv çalışmasıyla ilk kaynak araştırmasına dayanıyordu.
Savaş katılan askerlerin deneyimleri ve kültürel faktörler de ele alınıyordu.
Ancak öncekiler gibi liderliğin yetersizliği sorgulanıyordu ve tamamen İngiliz kaynaklarına dayanıyordu.
90 yıl süren Avrupa merkezli bakış açısıyla bugün yanlışlığı ortaya çıkan genelleştirilmiş inançlar, 4'ncü kuşak tarihçilerin farklı bir sorgulamaya yol açmalarına yol açtı.
21. yüzyılın başında ortaya çıkan 4'ncü kuşak tarihçiler, diğerlerinden farklı bir bakış açısı yansıtmaktadır.
Artık Osmanlı ve Türk tarafı da işin içindedir.
En büyük etken Türk Genelkurmay tarih arşivlerinin açılmasıyla, Batılı tarihçilere Çanakkale'yi yeniden değerlendirme olanağı sağlanmasıdır.
Osmanlı Beşinci Ordusu'nun kayıtları Ankara'daki Genelkurmay Arşivlerindedir.
1429 sayfalık, üç ciltlik Gelibolu seferinde; yüzlerce renkli harita, muhabere düzeni krokileri, teşkilat planları, fotoğraflar ve özgün belgelerin tıpkı basımları bulunmaktadır.
Bunlara ek olarak, ordu kademesinden tabura kadar komuta ve kurmay mevkilerinde bulunmuş olan Osmanlı subaylarına ait çok sayıda anı ve günlük yayınlanmıştır.
Edward Erickson'un Size Ölmeyi Emrediyorum!/ Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Ordusu (2000), Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ve Gelibolu (2007) ve Osmanlı Harekatı (2010) kitapları.
Sonra Tim Travers'in Gelibolu (2001), Harvey Broadbent'in Çanakkale, Ölümcül Sahil (2005), Robin Prior'un Gelibolu, Mitin Sonu (2012), Peter Hart'ın Gelibolu (2011), Chirs Roberts'in Arıburnu'na Yapılan Çıkarma 82013) kitaplarında Türk resmi kaynakları ve askeri arşivlerinden daha fazla yararlanarak kaleme alınmıştır.
Erickson'a göre, Osmanlı ordusu kazanmıştır çünkü; komutanları operatif seviyede İtilaf Kuvvetleri'nden daha etkili bir komuta- kontrol bilgi ve icrası sergilemiştir.
Çok iyi komuta edilen, çok iyi eğitilmiş, savaşa hazırlık seviyesi oldukça yüksekti ve Avusturyalılar, İngilizler, Fransızlarla eşit seviyede, adam adama mücadele edebilen bir ordu sahaya sürülmüştü.
Savaşın insani, toplumsal ve kültürel boyutu da daha çok araştırılmaya ve ilgiye muhtaçtır.
Necmettin Halil Onan'ın; "Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın, Bu toprak, bir devrin battığı yerdir."
Ya da Mehmet Akif'in; "Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!" dizelerini okuyup gururlanmamak mümkün değil.
Ancak hamaset ve sadece bir günlük anmalarla bir yere varılamaz.
Her zamankinden çok bir ve beraber olmak istiyorsak Çanakkale daha çok ilgi istiyor ve gerçeklerin ortaya çıkarılmasını bekliyor.
ANLAMAK VE BİLMEK İÇİN
Çanakkale'yi anlamak için kitaplardan bir seçki...
ÇANAKKALE 1915- Türk
tarihçi, Prof. Dr. Haluk Oral, Avustralyalı askeri tarih uzmanı Dr. Peter
Pedersen ile İngiliz tarihçi ve emekli general Julian Thompson'ın ortaklaşa
yazdığı dev kitapta savaşa katılan üç ülkeden üç yazarın uzman gözüyle
ülkelerinin hikâyelerini ve muharebenin etkileri anlatılıyor.
ÇANAKKALE SAVAŞI: ATEŞ ALTINDA KOMUTA- Asker kökenli tarihçi Edward J. Erickson, Türk arşivlerini titizlikle inceleyerek Osmanlı'nın başarısının temellerini belgeleriyle ortaya koyuyor. Ayrıca iki tarafın harekat komutanlarının nasıl karar aldıklarını; amaçlar, yollar ve araçlar arasında nasıl bir denge kurduklarını; sonucu nasıl etkilemeye çalıştıklarını analiz ediyor.
ARIBURNU'NUN İLK MÜDAFAASI- 25 Nisan 1915 günü sabaha karşı Arıburnu'na çıkan Anzaklar ne ile karşılaştı? Çıkarmayı ilk göğüsleyen 27. Ve 57. Alayların direnişi. Yarbay Mustafa Kemal'in sahneye çıkışı... Sermet Atacanlı, arşivlerdeki titiz çalışmayla saati saatine yaşananları anlatıyor.
ARIBURNU/ÇIKARMA- Stephen Chambers, Avustralya ve Yeni Zelanda birliklerinden oluşan Anzaklar'ın 25 Nisan'da çıktıkları Arıburnu'nda cehennem gibi yaşadığı iki günün hikayesini onların gözünden aktarıyor.
ÇANAKKALE SAVAŞI GÜNLÜĞÜ- Osmanlı 5. Ordu Komutanı Liman von Sanders'in emir subayı Binbaşı Erich R. Prigge, savaş süresince gözlemlediği her şeyi günlüğüne yazmıştır. Savaş devam ederken, 1916 yılında Almanya'da basılan kitap, içerdiği detaylı stratejik bilgilerin deşifresinden dolayı Osmanlı Genel Karargâhı'nın isteği üzerine Almanya hükümeti tarafından toplatılmıştır. Bu günlük, 95 yıl sonra okuyucusuyla buluştu.
1915 BAHARINDA ÇANAKKALE- Çanakkale cephesinde görevli doktor Behçet Sabit Erduran'ın anıları... 2015 yılında ilk kez yayınlanan kitap cephe gerisindeki dramı anlatıyor: Yıkıntılar, yaralılar, sargılar arasında... Evrensel vahşetin, dehşetin günü... Medeniyetin en gelişmiş silahlarıyla yaratılan kıyamet! Yangınlar, yıkıntılar, akıl almaz bir gümbürtü.
ÇANAKKALE: YENİ ZELANDALILARIN ÖYKÜSÜ- Yeni Zelandalı yazar Christopher Pugsley ülkesinin gözünden savaşa bakıyor. Asker mektupları, günlükler ve diğer belge ve fotoğraflar eşliğinde ele alınıyor. Yazarın ayrıca Zığındere ve Anafartalar kitaplarının da bulunduğunu hatırlatalım...
GELİBOLU GÜNLÜKLERİ (Kendi anlatımlarıyla Anzakların gün gün hikayesi) - 240 gün süren seferin sıcağı sıcağına yazılmış birçok günlük ve mektuptan derlenen ilk kroniği. Her an ölebileceklerini bilen askerler, günlüklerine ve yaşadıklarını yazdılar. Yazarı Jonathan King.
ALLAHAISMARLADIK/ Çanakkale Savaşı'nda Bir Şehidin Günlüğü- İstanbullu teğmen İbrahim Naci cephedeki 29 gününü tuttuğu günlük. Şehit olduktan sonra günlüğü bölük komutanı Yüzbaşı Bedri Efendi'nin eline geçer o da günlüğe birkaç satır yazar o da şehit olunca son satırları ise tabur imamı ve katip yazacaktır. "Acı hatıralarım aileme ulaşabilecek mi" diye soran İbrahim Naci'nin isteği tam 98 yıl sonra yerine gelecek ve kitap haline getirilecektir.
DÜNYA MEDYASINDA ÇANAKKALE SAVAŞLARI 1915- Çanakkale ile ilgili dünya basınında yayınlanmış binlerce karikatür, propaganda afişi, illüstrasyon ve kartpostalın Türkiye'yi ilgilendiren sekiz yüzden fazla içerik Halil Ersin Avcı'nın 10 yıllık bir çalışmasının ürünü...
(Sabah Kitap ekinin Mart 2021 sayısında yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder