Sayfalar

9 Ağustos 2014 Cumartesi

Yurttaş olmak ve sorumluluk...


Bazen öyle olur..
Sanki sihirli bir el değmiş gibi, benzer olaylar üst üste gelir...
Gazetenin mutfağında çalıştığımız için farklı servislerden gelen haberlerde bile sanki sözleşilmiş gibi ayın vakalar önümüze gelir...
Ben bunları seri cinayetler işleyen katillere benzetirim...
Nereye geleceğini tahmin ettiniz sanırım...
Arife günü yani geçen pazar öğleden sonra TEM yolundayım...
Uzun bayram tatiliyle birlikte 5 milyon kişi kenti terk etmiş.
Hasret kaldığımız bir ferahlık var her yerde... Keyifli keyifli araba kullanıyorum.
Sonra radyoyu açtım, anayolda bir halk otobüsü yanıyordu...
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne girmek üzereydim o an, benim bulunduğum noktadan 10 kilometre gerideki yangınla ilgili teyit edilmeyen ölüm bilgisi de gelince içim burkuldu.
Tam da bayram önü, nice insanların içine ne acılar düşmüştür...
İstanbul boşalıp trafikte rahatlayınca ne yazık ki sürücüler deli gibi araç kullanıp kaza yapıyor.
Tabi bu kazalar da ya ölümcül ya da ağır hasarlı oluyor.
Yani sıkışsa bir dert boş olsa bir dert...
Halk otobüsü de iddialara göre hızlı giderken kontrolü kaybedip bariyerlere çarpmış ve yanmaya başlamış.
Kapıları da açılmadığı için tam bir can pazarı yaşanmış. Sonuç 4 ölü, 20 yaralı...
Bir gün sonra bir başka halk otobüsü Şile yolunda yine yaralamalı kaza yaptı.
Cuma günü ise korkunçtu.
Kabataş'ta bir otobüs durağına daldı. Onlarca yaralı var.
Beşiktaş'ta Yıldız yokuşunu inerken birinin freni patladı, kaldırıma çıkıp zor durabildi.
Denizli'de bir otobüs markete girdi, 2 kişi öldü...
Bundan 12 gün önce Diyarbakır'da LPG yüklü tanker kaza yaptı, patladı ve yardım için duran iki yolcu otobüsü ve bir küçük araçtakilerin hepsi de alev topunun içinde kaldı.
Ve ağır yaralılar ne yazık ki ardı ardına hayatını kaybediyor. 26 kişi öldü, daha 50 yaralı var.
Bu kazaların hepsi de ihmal ve dikkatsizlikten kaynaklanıyor.
Bakın, LPG faciasından sonra öğreniyoruz ki, yollarda bu durumda canlı bomba gibi gezen 3 bin tanker varmış.
Otobüsler ise ucuz olsun diye 10 numara denen bir yakıt kullanıyor.
Tamamen yasadışı ve bırakın kazayı durup dururken yanan bir yakıt.
Geçen yıllarda da böyle kazalar olmuştu. Basın ve polis işin üstüne gitmişti ancak görülüyor ki kimse ders almamış.
Şehir içlerinde çalışan özellikle halk otobüsleri ise kural ihlallerini bir yana bırakıyorum (Çünkü bu iş sayfalar dolusu yazılıp örnekler verilse yine bitmez) ne yazık ki gerekli bakımdan geçirilmiyor.
Bu iş her yere polis dikmekle ya da kontrolle önlenecek şeyler değil.
Küçük araçlar için de geçerli olacak bir meseledir bu...
Bilinçli, sorumlu ve saygılı bir yurttaş olmaktan geçiyor çözüm...
Gerisi boş laf.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder