Sayfalar

21 Şubat 2011 Pazartesi

Soyadı gibiydi Gülgeç, güldü ve geçti gitti

Böyle gülen adam görmemiştim, sürekli espri yapar ve ortalığı çınlatan bir sesle gülerdi.  Cumhuriyet gazetesinde geçen o unutulmaz günlerde giriş katındaki karikatürcüler ekibi herkesin uğrak yeriydi. Çünkü sohbet, gırgır ve neşe hiç eksik olmazdı. Hele gazete içi dedikoduların onların dilinde ne hale geldiğini hepimiz merak ederdik. İsmail Gülgeç, Kamil Masaracı, Kemal Gökhan Gürses, Semih Poroy ve diğerleri...
Çalışırdık, üretirdik ve gülerdik hem de ağız dolusu...
Türkiye'nin zor günleriydi ancak biz Cumhuriyet gazetesinde daha vazonun kırılmadığı günlerde Hasan Cemal'in liderliğinde sadece ve sadece gazetecilik yapardık Başka türlüsünü bilmezdik çünkü...
İşte o günlerin müthiş ekibindeki adamlardan biriydi İsmail Gülgeç. İki ayağındaki eksikliğine rağmen koltuk değnekleriyle nasıl hızlı giderdi inanamazdınız. Özel yapılan direksiyondan idare edilen arabasını da bir kullanırdı ki...
Bir gün beni Cağaloğlu'ndan Sirkeci'ye bıraktı, abartmıyorum nefesim kesildi. Bir daha tövbe etmiştim...
Yazı İşleri Müdürümüz Okay abi (Gönensin) ile nasıl kapışırlardı. Geçenlerde yazdı zaten, odasına dalar çığlık kıyamet Okay abi kaçar o kovalardı...
Çizgileri ve zeka dolu esprileriyle süslenen karikatürleri hala müthiştir...
Hele kazaları ve sürücüleri eleştirdiği bir tanesi var ki hala aklımda...
İlk karedeki şöfor kare kare değişerek en sonunda at üstündeki akıncılara dönüyordu.
Sevgili kardeşim gazeteci Vedat Danacı'nın da dayısıydı...
Şöyle bir geçmişe baktım da son iki yılda ne çok insanı uğurladık yolu Cumhuriyet'ten geçmiş..
İlhan Selçuk, Turhan Selçuk, Sander abi, Mehmet Sucu, Abdül abi, Deniz Som... Ve en son İsmail abi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder