Sayfalar

24 Ekim 2012 Çarşamba

"Anadoluyum ben anlıyor musun"*

Anadolu, dünyada en fazla kültürel çeşitliliği bulunduran bir coğrafya ve bu haliyle de başdöndürüyor. Neler neler yok ki içinde; yemek ve mutfak, halk oyunları ve müzik, el sanatları, destanlar, sohbetler, yaşam tarzı, mimari... Saymakla bitmez...
Yaklaşık 2.5 yıl önce, bir albüm dinlemiştim ve ardından da filmi gelmişti. Film derken bir belgesel... Anadolu'nun Kayıp Sesleri... Müzisyen Nezih Ünen 10 yıl önce, bir ekiple kendini Anadolu'ya vuruyor. Amacı modernize edeceği türküler derlemekti, kamera ve mikrofonlara aldığı kayıtlardan da bir film yapacaktı.
Ancak İstanbul'a dönüp kayıtları izleyince Anadolu'nun hala binlerce yıldır suskun kalan kültürleri, müziği, oyunlarına tanık olmanın şaşkınlığını yaşıyor.
Projeyi değiştiren Ünen, 2005'te yeniden yollara düşüyor. Senaryoyu bizzat Anadolu'nun yazdığı bir film için, çünkü onun da dediği gibi projeyi şekillendirmeye çalışırken, projenin kendini şekillendirdiğini görüyor.
Gittiği yerlerde provasız olarak herkes kendi dilinde, şivesinde türkülerini söylüyor. Örneğin Gazel, Barak Havası ve Stran gibi şarkı türleri dünya tarafından hemen hiç bilinmiyor. Nezih Ünen de onlara eşlik eden düzenlemeler yapıyor.
Ortaya gerçekten önemli bir iş çıktı. Geleceğe kalacak harika bir albüm ve belgesel bir film...
Her ne kadar beklenen ilgiyi görmese de bu toprakların sevdalıları onun değerini biliyor...
Bursa'da kılıç kalkandan Karadenizli dört teyzenin türküsüne, Burdur'un yörüklerinden Mardin'de rebap eşliğinde Kürtçe bir sevda türküsüne ki bu kadar olur...
Ya da Karslı aşıkların atışmasından Alevi dedelerin ağıdına, Tokatlı teyzenin güzelim yöre kıyafetleriyle söylediği; küçük yaşımdan beri, alnım kara yazılı" deyişi...
Bitmez ki, o halde sözü getirmek istediğim yere gideyim.
Bir gazetede okuduğum haber, "Bu Toprağın Renkleri, Bursa Köylerinde Yaşam Kültürü" kitabından söz ediyor... Haberi okuyunca işte bunlar aklıma geldi...
Kitap, Bursa'nın 71 köyünü mercek altına alıyor. Bir imparatorluğa başkentlik yapmış ve medeniyetlerin geçiş noktasındaki bir kent için çok değerli bir çalışma yapılmış.
Ayrıca dönemler değiştikçe toplumdaki farklılıklar da sosyoljik olarak ele alınmış.
Son söz Anadolu'dan Kayıp Şarkıları'ndaki Ahmet Yurt'un türküsü olsun:
"Bahçe bizde gül bizdedir
Biz de Mevlanın kuluyuz
72 millet dil bizdedir."
--------------------------------
* Ahmed Arif (Hasretinden Prangalar Eskittim)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder