Sayfalar

14 Aralık 2013 Cumartesi

Toz duman kalkarken öğretmenlerimiz...


Uzun süredir tartışılan dershaneler konusunda son nokta kondu: Kapatılacak.
Ancak tartışması sürecek bu kesin, çünkü bir şeyin doğası gereği ortadan yok olmuyor. Bu meselede yıllar içinde buralara geldi, birden hallolması mümkün değil.
Meseleyi siyasete taşıyıp belden aşağı vuranlar şunu unutmasın; eğitim bir ülkenin geleceğidir. Devlet kendi ayağına kurşun sıkmaz sıkmamalıdır, bu yüzden artık kontrol edilemez bir hale gelen dershaneler bir düzene sokulmalı.
Buradaki kritik nokta mağduriyetlerin olabildiğince aza indirgenmesidir.
Bu artık öyle bir yarış haline gelmişti ki, çocuk daha ana okulundayken ya da lise hazırlık sınıfında dershane kapılarına yığılıyor.

Niye, çünkü son sınıfa doğru kontenjan kalmıyor. Niye, çünkü okuldaki durumunu da düşünmesi lazım.
Ve gitgide okullar artık amaç olmaktan çıkıp araç haline gelmişti.

Okulda ödev verilirken ya da ders anlatılırken nasılsa dershanede çözersiniz mantığı işliyordu. Yani sorumluluk alınmıyordu...
İşin bir de ekonomik boyutu var ki, o da gözden kaçırılacak gibi değil. Bu devasa cirolar tabi ki iştah kabartıyordu.

Önce büyük kentlere ardından neredeyse Anadolu'nun her yerine ilçelere kadar yayılan bir ağdan söz ediyoruz. Açıldıkta açılan dershanelere gitmesen olmuyor.
Çocuk bir bakıyor herkes orada eli mecbur...
Aileler de ne yapsın "çocuğum geri kalmasın" diyerek çocuğunu yazdırıyor.
Neredeyse astronomik rakamlara varan ücretler taksitlerle binbir sıkıntıyla ödeniyor.
Geçen yıllarda dershane senedini ödeyemediği için hapse düşen bir veli bile olmuştu.

Bu sadece medyaya yansıyandı, daha kimbilir neler neler oluyordur.
Burada ciddiyetle ele alınması ve çözülmesi gereken dershanelerdeki öğretmenlerin durumudur.

Merdiven altında, donanımsız ve iş bilmeyen ehliyetsizler tabii ki elenecektir.
ocuklarımızın geleceğini onlara teslim edemeyiz.

Ancak on binlere varan bu gerçek eğitim ordusu ailesini geçindiriyor ve dolayısıyla mağdur olmaları kaçınılmazdır.
Hükümet, dershaneleri okullaşmaya ve sistemin içine çağırırken öğretmenleri de unutmamalı.
İkincisi de yılların alışkanlığıyla sırtını buralara dayayıp sistemin kurbanı olan öğrenciler...
Artık okullar eskiden olduğu ve olması gerektiği gibi öğrencilere tam anlamıyla eğitim vermelidir.
Bu vesileyle 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde eğitimcilerimizi saygıyla selamlıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder