Sayfalar

24 Eylül 2016 Cumartesi

"Öz tek, söz çok"

15 Temmuz gecesi memleket ihanetle sarsılırken Mendilimde Kan Sesleri'dir içime oturan. Bir yandan da şiir; limandır, sakinliktir, huzurdur, umuttur. İnsan var oldukça şiir de olacaktır. Kendini tanımak ve çoğaltmak için...


Önce şiir vardı, sanat ve edebiyat bu kökten filizlendi... Dünyaya sevgiyle, merhametle, inançla, akılla, bakanlar şiirde huzur bulur. Sabırdır ilacı bir de dünyaya, çevreye duyarlılıkla bakmasını bileceksin. Ahmet Haşim, "Şiir, bir hikaye değil, sessiz bir şarkıdır" diye tanımlar; Yahya Kemal Beyatlı da "Şiir, nesirden bambaşka bir kimliktedir. Musikiden başka türlü bir musikidir" sözleriyle Haşim'i tamamlar.
J. Cocteau, "Ne masayı anlatacağım diye masa kelimesini kullanacaksınız, ne kuşu anlatacağım diye kuş kelimesini, ne de aşkı anlatacağım diye aşk kelimesini" diye tarifini verir. Cahit Sıtkı Tarancı da "Şiir, kelimelerle güzel biçimler kurmak sanatıdır" demiştir. Melih Cevdet Anday ise, şiiri tanımlamaya çalışmanın boşuna bir çaba olduğunu düşünür. Çünkü "Tanım akıl işidir. Şiir ise akıl dışıdır."
Şair Arif Ay ise "İnsan var olduğu sürece şiir de olacak yazı da" diyor ve ekliyor: "İnsan şiirle, yazıyla özünü çoğaltıyor. Kendini tanımaya çalışıyor ya da tanıtmaya. Öz tek, söz çok."
Ne vakit darlansam, içimde fırtınalar kopsa Edip Cansever'in dizeleri gelir aklıma... 15 Temmuz gecesi memleket ihanetle sarsılırken Mendilimde Kan Sesleri'dir içime oturan...
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
İşte o kadar. 
O gece yaşadıklarımız daha çok taze. Zaman geçtikçe nasıl büyük bir felaketten kurtulduğumuzu anlayacağız. Bazen bir yeriniz incinir ya da kanar. Farkında bile değilsinizdir acı daha çok yenidir, hemen hissedilmez, sonra kendini gösterir. 15 Temmuz'da öyle bir geceydi, taze bir yara gibi ancak boyutu gün geçtikçe anlaşılacak derin bir mesele...
15 Temmuz bir halkın genci, yaşlısı, kadını, erkeği, yurtsever askeri ve polisiyle dünyaya ders verdiği bir gündü aynı zamanda...
Erdem Bayazıt o güzel insanları anlatıyor, "Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair" dizelerinde...
Gözlerini kırpmadan tankların altına yatan, kurşun yediğine bakmadan yaralıları taşıyan, "beni bırakın siz nasılsınız" diyen bu toprakların güzel insanlarını...
Kadınlar bilirim ülkeme ait
Yürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak
Göğüsleri Çukurova gibi münbit
Dağ gibi otururlar evlerinde
Limanlar gemileri nasıl beklerse
Öyle beklerler erkeklerini
Yaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi. 
Siyasetçiler Yenikapı'da boy gösteren yeni ruhu şiirlerle süsledi, çoğalttı. Nazım'dan Mehmed Akif'e, Ahmed Arif'ten Necip Fazıl'a alıntılar yaptılar...
Meydanlar ve TV başındaki milyonlar "bu memleket bizim" dizeleriyle duygulandı, sarsıldı ve umutlandı...
Başbakan Yıldırım'ın "bu namustur künyemize kazılmış" dizeleriyle andığı Ahmed Arif o günlerden bugüne dik durmanın ne demek olduğunu da gösterir:
Öyle yıkma kendini,  
Öyle mahzun, öyle garip...  
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda,
derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile  
Dayan iş ile.  
Tırnak ile, diş ile,  
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni. 
Rahmetli Tuncel Kurtiz'in davudi sesiyle can verdiği Ümit İlter'in şiirinde Ortadoğu'yu bataklığa çeviren emperyalizmin acımasızlığına karşı bir destan vardır:
geçit yok amerika'ya
buralarda biz varız hey
türküz, kürdüz, arabız biz
sömürü, işgal, istila varsa
ya istiklal ya ölüm diyenler de vardı
varlar, varolacaklar hey
biz varken, geçit yok amerika'ya
buralarda biz varız
halkız biz
sömürü işgal istila varsa
kurtuluş kavgası olacaktır
biz halkız.

Şiir aynı zamanda; limandır, sakinliktir, huzurdur, umuttur... Sıkıntılı anlarımda hemen o limana yanaşırım.
Son sözü Sezai Karakoç söylesin:
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır 
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır 
Aşk celladından ne çikar madem ki yar vardır 
Yoktanda vardan da ötede bir Var vardır 
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır 
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır 
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır 
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır 
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır 
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır 
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır 
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır 
Gögsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır 
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili.

(Sabah Kitap ekinin Ağustos 2016 sayısında yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder