Sayfalar

17 Nisan 2013 Çarşamba

Ehliyet gerçekten aslanın ağzında mı?

Haberi biliyorsunuz birkaç gün önce gazeteler ayrıntılarıyla yazdı, televizyonlar da önemli bölümlerini mercek altına alıp tartıştı. Avrupa Birliği kriterleri gözetilerek hazırlanan yeni sürücü taslağı trafik konusundaki korkunç halimize çare olabilir. Düşünce güzel ancak uygulamada ne olacak orası meçhul ve umutsuz...
Ne demek istediğime geçmeden önce bir istatistik vereyim. Emniyet Müdürlüğü Trafik Dairesi'nin verilerine göre; 2013'ün ilk iki ayında toplam 47 bin 658 trafik kazası yaşanmış. 247 ölümlü kazada 300 kişi hayatını kaybederken 27 bin 34 kişi de yaralanmış. Jandarma bölgesindeki 4 bin 193 trafik kazasında da 118 kişi ölürken, 4 bin 663 kişi de yaralanmış.
Daha tatil dönemi başlamadan, uzun bayram araları gelmeden meydana gelen kazaların sayısı 50 bini aşmış durumda. Buna kayıtlara geçmeyen ufak tefek çarpmaları da eklersek durumun vehameti ortaya çıkar.
Peki kazalarda baş suçlu kim?
Tabi ki sürücüler.
Bu kusurlar, "Hızı yol, hava ve trafiğin gerektirdiği şartlara uydurmamak, kavşakta geçiş önceliğine uymamak, arkadan çarpmak" diye sıralanıyor.
Ocak ve Şubat aylarında 1 milyon 786 bin 867 trafik cezası kesilmiş, yüzbinlerce araç trafikten men edilmiş, yüzlerce kişinin ehliyetine el konmuş, para cezaları kesilmiş.
Peki caydırıcı olmuş mudur.
Bence de "hayır" yoksa "olabilir" diye bir cümlemi kuracaktınız...
"Evet" yanıtı şimdilik çok uzak ancak "olabilir"e gelmek için bir umudumuz var.
AB normlarına göre yeniden düzenlenen ehliyet sınavlarında iş baştan sıkı tutulacak. İkiye ayrılan sınavın birinci bölümünde, adayların emniyet kemeri, sinyal verme, direksiyon hakimiyeti, geri viteste kullanma gibi, değerlendirme yapılacak 20 kural belirlendi. Bu kurallardan birini hatalı yapan aday sınavda başarısız sayılacak.
İkinci bölümde ise kendisini geçmek isteyen araçlarla ilgili geçilme, durma, duraklama, indirme, yaya okul ve hemzemin geçitlerden geçme, çocuk, engelli, yaşlı ve bisikletli geçiş hakkı, geçiş üstünlüğü hakkına sahip araçlara geçiş izni verme, çevreye duyarlı (korna, gürültü) gibi 7 kural belirlendi. Bu kurallardan herhangi birini iki kez hatalı yapan aday sınavı geçemeyecek.
Halihazırda ehliyet alırken dur, kalk, trafikte kısa bir tur, tamam hayırlı olsunla iş bitiyor. Yeni uygulamayla direksiyon başında hata yapan bir kez daha sınava girdiğinde dikkat edecek, yani yanlış yapa yapa öğrenecek.
"Eğer bu kuralı ihlal edersem" ceza yerim diyecek.
Peki düşünce olarak pekala sonuç alınabilecek gibi duran sistemi işletebilecek miyiz, yani uygulamada ne olacak..
İşte meselenin en can alıcı noktası bu...
Her yola, her kavşağa, her aracın başına polis dikilemeyeceğine göre trafik canavarlarından nasıl kurtulacağız.
Bu kadar kaza niye oluyor sanıyorsunuz. Vurduymazlığımız bir yana, hiçbir kural tanımadan herkesin kendi doğrusu dayattığı bir ortamda başka ne beklenebilir ki.
Medeniyet yol yapmak, bina dikmekle olmuyor, toplum içindeki davranışlarımızdır öncelikli ve belirleyici olan. Trafikteki hallerimiz de bunun bir parçası...
Büyüklerine saygı, küçüklerine şefkat geleneğinden gelen bir toplumun bireylerinin sürücü koltuğuna oturduğunda başka bir şeye dönüşmesi nasıl bir şeydir anlayan beri gelsin.
Her şeye rağmen yeni sistemden umutlu olmak gerekiyor, başka çaremiz yok. Isracı ve takipçi olmalıyız.
Teknolojik gelişmelere hayranlık derecesinde uyum sağlayan yeni kuşaklar umarım bu konuda da herkese örnek olur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder