Sayfalar

17 Haziran 2018 Pazar

İnsanın ve tarihin ruhunu okuyan adam...

Stefan Zweig'ın Bizans'ın Fethi adlı denemesi kitap oldu. Dünyanın kaderini değiştiren bir fethi, bir edebiyatçının kaleminden okumak tarifsiz. 

Kitabın yazarı malum, dünyaca ünlü herkesin bildiği bir isim Stefan Zweig.
Böyle bir kitabı var mı diye düşünürken ilk satırlarda meselenin aslı ortaya çıktı.
Everest Yayınları, İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar kitabındaki denemelerden birini kitap haline getirmiş: Bizans'ın Fethi.
Tarihi fotoğraflarla bezenmiş, 86 sayfalık kitabı okumak 20 dakikanızı almıyor, konu da çok iyi bildiğimiz Fatih Sultan Mehmed ve İstanbul'un Fethi olunca mesele anlaşılıyor.
Yayınevi bir taşla iki kuş vurmuş ve piyasa koşullarını iyi değerlendirmiş.
Malum Mayıs ayındayız, 29'unda fethin yıldönümü kutlanacak.
Üstüne onlarca kitap yazılan, dizilere, filmlere, tiyatro eserlerine konu olan çağ kapatıp yeni bir çağ açan fetih kuşkusuz önemli bir olaydır.
Yalnız bu toprakların değil dünyanın da kaderini değiştirmiştir.
Her ayrıntıyı biliriz bilmesine de o dönemi bir edebiyatçının kaleminden okumak tarifsizdir.
Surların önünde seccade isteyip namaza duran Fatih'in arkasındaki muazzam ordunun da secdeye varışını ya da Avrupa'dan yardım getiren gemilerin Haliç önlerindeki durumunu anlatışı muhteşemdir.
Gemileri önlemek isteyen Türk kalyonları denizde savaşa tutuşurken, surların üstündeki binlerce Bizanslı'nın haykırışları duaları bir yanda, atının üstünde emirler yağdıran genç Sultan Mehmed'in öfkesi diğer yanda...
Zweig o anları öyle bir anlatır ki rüzgarın esintisini, Haliç'teki zincirin seslerini, çığlıkları, gökyüzünü, denizin kokusunu hepsini hissedersiniz.
Fatih'in de aralarında olduğu İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar kitabında Napolyon, Goethe, Handel, Dostoyevski, Tolstoy, Lenin gibi yaratıcı bireylerin o benzersiz anlarına değinir.
"Çağları aşan bir kararın bir tek takvime, bir tek saate, çoğu kez de yalnızca bir tek dakikaya sıkıştırıldığı trajik ve yazgıyı belirleyici anlara, bireylerin yaşamında ve tarihin akışı içinde çok ender rastlanır. Ben böyle anları İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar diye adlandırdım; çünkü onlar, tıpkı yıldızlar gibi, hiç değişmeden geçmişin karanlığına ışık tutmaktadırlar... Olayları anlatırken, gerçekleri değiştirmedim, kendi katkılarımla renklendirip zenginleştirmedim. Çünkü tarih, kusursuzluğa ulaştığı böylesine eşsiz anlarda, kendisine yardım için uzatılan ellere gereksinim duymaz."
Diğer yandan, Türk halkının en gözde yazarlarından biri, kimseler onu tahtından indiremiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre en çok okuduğumuz yazar yıllardır değişmiyor: Stefan Zweig.
Sözlerinden, kitaplarından alıntılar her yerde karşınıza çıkabilir.
İnternetteki küçük bir gezinti yapın ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Farklı yayınevlerinden kitapları üst üste baskılar yapıyor.
Ve hala en çok satanlar listesinden inmiyor.
Bu ay başındaki listeye baktım, yine üç kitabı birden yer alıyor:
Olağanüstü Bir Gece, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ve Satranç.
Türkçe'ye çevrilmiş 33 kitabı var.
Benim en sevdiklerim ise kendimce üçleme diye adlandırdığım biyografik denemeleri.
Edebiyatçı ve insani yönleriyle anlattığı 9 yazarla büyük bir yolculuğa çıkarsınız.
Üç Büyük Usta'da Balzac, Dickens ve Dostoyevski...
Kendileriyle Savaşanlar'da Hölderlin, Kleist ve Nietzsche...
Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar'da Casanova, Stendhal ve Tolstoy...
"Neden bu kadar çok ilgi görüyor ve okunuyor" sorusunu araştıran Tezer Özlü şöyle yazmış: "Zweig'ın bu denli çok okunan, bazı yapıtlarının 30 dile çevrilmiş bir yazar olmasının nedenini, onun derin psikolojinde ve edebiyat kültüründe aramak gerekir. Alman felsefesinin derinliği ve Fransız edebiyatının betimlemeciliğini birleştiren Zweig, insan ruhunun derinliklerinin ve insanın hastalık derecesine varan tutkularının bir çözümleyicisi olmaya çabalamıştır."
Benim için sorunun cevabı ise üstadın sözlerinde:
"Kitaplar, insanları ölümden sonra da birleştiren ve bizi, unutmaya, hayatın bu en büyük düşmanına karşı koruyan biricik araçtır."
(Sabah Kitap ekinin Mayıs 2018 sayısında yayınlanmıştır.)

İki kıtanın ve iki denizin hakimi

Fatih Sultan Mehmed bir cihan imparatorudur. Ve bence Osmanlı'nın da zirvesidir.
İleri görüşlülüğü, cesareti, bilgisi, eğitimi ve tarihe olan tutkusu benzersizdir.
Birçok dili konuşup yazan, İstanbul'u şehir olarak yeniden dünyanın gözdesi haline getiren odur. Topkapı Sarayı'nı yaptıran, giydiği kaftanı bile tasarlayan özel bir insandır.
Batı'nın gözünde ise doğal olarak dehşet bir portre olarak tarif edilir.
O halde Zweig'in kitabı ve yaklaşan 29 Mayıs büyük padişahı daha iyi anlamak için bir fırsat olsun. Onun hakkında yazılan yerli yabancı onlarca kitap sizi bekliyor.
Fatih döneminde yaşamış Bizans tarihçisi Kritovulos bu konudaki en değerli kaynak.
Osmanlı tarihçisi Hammer, Babinger, Yavuz Bahadıroğlu, Feridun M. Emecan ve John Freely ilk aklıma gelenler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder