Sayfalar

20 Ekim 2009 Salı

Bugün söyle yarın unut



Bu topraklarda en çok konuşulan üstünde en çok yorum yapılan yegane şey futbol… Ama en çok da maç sonrası bitmek tükenmek bilmeyen futbolla alakası olmayan muhabbetler… Hele televizyonda ve basındaki yorumlara bakınca sokaktaki taraftar daha mantıklı deme noktasına geliyoruz ki pes…
Yaz, söyle nasıl olsa unuturlar zaten önümüzdeki maça kadar daha çok şeyler olur.

Biri bir yere transfer edilir, onun üstünden de birçok polemik çıkar.
O arada gelecek hafta bambaşka şeyler yazılabilir çünkü sayın yorumcumuz da çoktan unutmuştur yazdıklarını söylediklerini...
Basındaki bu ufuksuzluk ve kendini yenileyememe yalnızca sporda değil her alanda hissediliyor. Bunu daha ayrıntılı ele alıp konuşmak ve tartışmak lazım…
Yeri gelmişken anımsatalım…
Sevgili Ragıp abi (Duran) “apoletlimedya” blogunda bu konuda gazeteciler için önemli ve ders alınacak uyarılar yapıyor.
Konuyu dağıtmadan pazar akşamı oynanan Galatasaray Trabzonspor maçını dönelim...
Maçı izlerken bir an bile sonucun farklı olacağını düşünmedim. Durum 2-2’ye geldiğinde bile… Bizim bütünden cımbızlama yöntemiyle yazan spor adamlarımız Trabzon’un maç berabere iken kaçırdığı üçüncü gol fırsatını konuşuyor.
E peki daha maçın ilk 15 dakikasında Kewell’in iki, Gökhan’ın direkte patlayan şutunu ne yapacağız, bir anda sonuç 5-0 olabilirdi…
Yani o olasılıksa bu ne…
Tabi ki Galatasaray’ın zaafları var oyundan düşüyor şu bu...
16 maçta bir beraberlik bir yenilgi alan Rijkaard gibi dünya çapında bir hocaya yapılan eleştirilere söyleyecek çok sözümüz var ama daha yeni yeni ısınıyoruz. Sıra oraya da gelecek...
Neyse...
“B planı yok” diye iki haftadır Galatasaray’a yüklenen ahkam kesicilerin bu hafta da yenildi diye Fener’e yöneldiklerini görünce ne diyeceğini şaşırıyor insan…
Balık hafızalı topluma balık hafızalı medya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder