Sayfalar

27 Ağustos 2011 Cumartesi

AİHM'in futbol versiyonu UEFA

Türkiye Futbol Federasyonu'nun işi ağırdan alması, zikzaklı açıklamaları, onca suçlama ve tutuklamayı gözardı ederek marka değeri, ekonomik durum, yayıncı kuruluş teraneleriyle hiçbir şey olmamış gibi davranması sonucu duvara tosladık. Yol bitti millet, bundan sonrası yok.
Türkiye Ligi Şampiyonu Devler Ligi'ne alınmadı.
Kafamızı devekuşu gibi gömdüğümüz kumda debelenirken görünen yerlerimiz halı altına süpürdüğümüz pislikler ortaya çıkıverdi. UEFA yetkilisi geldi, eski bir savcı olan Carnu hazretleri özel yetkili savcı mehmet Berk'le görüştü ve kanatini oluşturup raporunu sundu.
Sonuç herkesin malumu...
Daha önce Federasyon'un süreci kötü yönettiğini söylerken münecimlik yapmıyorduk, kılavuza gerek yok köy görünüyordu.
Ve ortaya çıktı ki TFF ile Fenerbahçe bir süredir bu konuda görüş alışverişinde bulunuyormuş.
Mehmet Ali Aydınlar o meşhur 15 Ağustos konuşmasında "kendilerine güvenmeyen takımlar Avrupa'ya gitmesin" derken onları kast ediyormuş.
Federasyon, UEFA'nın isteğiyle "Fenerbahçe'ye çekil" demiş onlar da haklı olarak karşı çıkmış.
Haklı diyorum çünkü bu itiraz etme karşı koyma hakkını onlara Federasyon hiçbir şey olmamış gibi davranınca zaten vermiş oldu. Fenerbahçe bu durumu biliyordu, yöneticiler defalarca Federasyon'a gidip görüşme yaptı. Aydınlar bunun perde arkasına Teke Tek programında biraz değindi.

MİLAN'IN DURUMU ÖRNEK VERİLİYOR AMA YA GERÇEKLER

Şimdi 2006 yılında İtalya'daki Milan'ın durumu örnek veriliyor. UEFA Milan'ı Şampiyonlar Ligi'ne almış İtalya Federasyonu ise bir sonraki sezonda Milan'ın şike yaptığını belirleyip eksi puanla lige başlatmıştı. Şampiyon Juventus da küme düşürülmüştü. Ve sonra bu uyumsuz durumu önlemek için de UEFA 2007 yılında sıfır toleransı kabul etmişti. Yani Milan örneği artık bir daha yaşanmayacaktı.
Sabah gazetesinde konuyla ilgili haberin üstünden gidersek...
UEFA Acil durum Komitesi 2006 Ağustos'unda şu açıklamayı yaptı: "Milan'ı 2006-2007 sezonunda UEFA kulüp müsabakalarına almak dışında bir şansı bulunmadığına karar vermiştir. Çünkü Milan'ı dışarıda bırakacak yasal dayanak yoktur. Milan, UEFA'nın men cezası verecek yasal temellerden yoksunluğundan faydalanmaktadır. Komite, Milan'ın İtalya Ligi maçlarının sonuçlarını uygun olmayan yollarla etkilediği izlenimi uyandırdığından ciddi endişe duymaktadır."
Acil Durum komitesi'nin bu kararının ardından Milan, Şampiyonlar Ligi'ne ön elemeden katıldı ve kupayı kazandı. Peki, o günden bu yana ne değişti? UEFA statüsünde 50. maddede bir değişiklik yapıldı. Maddenin 3. fıkrası bir kulübün doğrudan ve dolaylı olarak ulusal veya uluslararası bir maç sonucunu etkileme faaliyetinde bulunması halinde hiçbir disiplin prosedürü gerektirmeden doğrudan UEFA müsabakalarına katılmaktan men edileceği yönünde. Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi reglamanlarında da bu fıkraya atıfta bulunularak değişiklik tarihi olan "27 Nisan 2007 tarihinden itibaren" vurgusu yapılıyor. Porto da, eksi 6 puan cezasını 2003-04 sezonundaki maçlardan (yani 27 Nisan 2007 tarihinden önce) dolayı aldığı için organizasyona katılabilmişti."
E peki şimdi bu ısrar niye...

MİLLİYETÇİLİK KARTINA OYNAMAK VE MAĞDURİYET

Fenerbahçe bu krizde mağduru milliyetçilik kartıyla oynamaya çalışıyor. Emre'nin "Biz Türküz onun için böyle yapıyorlar" demesinde de, ressam Bedri Baykam'dan Ali Koç'a, Ertuğrul Özkök'ten Lube Ayar'a kadar herkesin bir doğrusu var... Yani kendine yonttuğu. İyi de Avrupa'daki bütün federasyonların bağlı olduğu ve uymak zorunda olduğu kurallar da ortada..
Nasıl ki ülkedeki iç hukuk yolları tükendikten sonra köyü yakılandan işkence görene, memurundan öğrencisine birçok vatandaş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gidiyor. Ve yıllardır Türkiye'yi çatır çatır mahkum ediyor. Devlet "ben ödemem bana ne diyor mu diyebiliyor mu."
Hayır, e peki biz ne konuşuyoruz öyleyse boş boş...
UEFA'da futbolun AİHM'i işte.
Ya uluslararası standartlara uyarız ya da annemizin liginde oyalanır dururuz.
Bu kadar basit...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder