Sayfalar

11 Nisan 2012 Çarşamba

Kanuni, Meral Okay'ı görürse...


En verimli çağında sonsuzluğa yürüyen Meral Okay'ın tiyatro, oyunculuk, söz yazarlığı ve son yılların en çok konuşulan dizisi Muhteşem Süleyman'ın senaristliğiyle şu fani dünyada bıraktıkları yeter de artar bile...
Osmanlı tarihi tutkunu biri olarak baştan söylemek gerekirse Muhteşem Süleyman dizisini hiç izlemedim ancak bir gazeteci olarak tartışmaları takip ettim.
Dizide bir kişi (Süleyman) üzerinden önemli bir dönem anlatılıyor. İçinde aşk, entrika vs bir çok konu ele alınıyor. Dizinin izlenmesi için reyting dünyasında konunun böyle ele alınması çok normal geliyor. İzlemediğim halde eleştirilerin çok sığ olduğunu düşünüyorum. Hürrem Sultan figürü de belirleyici olması gerekiyor. Bundan kaçamazsınız... Onun telkinleriyle halkın ve sarayın en sevdiği şehzadenin öldürülmesi o dönemde çok büyük tepkiye yol açmıştır. Yazılı kaynaklarda Hürrem Sultan'a ve Padişah Süleyman'a yazılan beyitlerde beddua bile edildiği görülür...
Sonuçta bu bir dizi, senarist tarihi kişiliği ve olayları rencide etmeden bir takım unsurlarla besliyor. Tabii ki o tarihte kullanılmayan yiyecek, giysi gibi unsurları saymıyorum... Daha dikkatli olunabilirdi.
Süleyman bir cihan imparatorudur. En uzun süre tahtta kalması da (46 yıl) çok önemlidir...
Osmanlı'yı bir ordu devletinden, kanunları ve nizamlarıyla gerçek bir devlete dönüştürmüştür... Onun döneminde devlet adamları, sanatkarlar, şairler korunup kollanmıştır. Ülkenin dört bir yanına hanlar, hamamlar, camiler, vakıflar yapılmıştır. Halkın mutluluğu ve zenginliği o dönemin Batılı seyyahlarının da gözlemlediği gibi kıskanılacak boyuttadır...
Dünyanın Muhteşem sıfatıyla andığı bizim Kanuni dediğimiz Süleyman'la ilgili dizi üzerinden Meral Okay çok yıpratıldı ve mesnetsiz ithamlarda bulunuldu. Ancak ölümünün ardından yazılanları okurken dizideki bir bölüme rastladım.

Ve Meral Okay'ı içim ürpererek saygıyla andım... Bence o sözler Kanuni'yi çok iyi anladığını gösteriyor ve her şeyin özeti gibi...
Gün boyu gururla cesetler arasında dolaşan Kanuni gece tahtına kurulmak yerine çadırının önüne kazdırdığı mezara uzanmış boylu boyunca yatıyor...
Gerçek hesaplaşma o an başlıyor:
"İçim kibirle doldu. Bu hissi yenmeliyim yeneceğim. İdrak et Süleyman. Unutma, tevazu içinde ol. Bütün şeref ve irade senin değil. Rabbine şükret ve nefsine üstünlük verme. Zinhar kibre düşme. Sen hakka karşı hayalı halka karşı vefalı ol. Vücudun, fikrin, zikrin ona ait, sahibi sanma. Hakkın nimetlerini kendinin, kendinden olanları yegâne sanma. Nefsini öldür yoksa o seni öldürür. Kibrini yen Süleyman. Her firavunun Musa'sı her şerrin bir Nuh'u vardır. İman et hatırla. Vücuda geldiğin hali ve gideceğin son mertebeyi unutma. İşte o zaman cennetin kapıları açılacak sana. Vicdanın senin kıblendir Süleyman. Kaybetme!"
Muhteşem Süleyman'ın, geçen salı günü toprağa verilen Meral Hanım'ı görürse şunu diyeceğinden eminim: "Beni çok iyi anlamışsın."
Ruhları şad olsun...

1 yorum:

  1. Kanuni'nin böyle bir sözü yok.. Meral Okay'ın yorumu da gerçekten çok güzel.. elinize sağlık..
    ahmet metin

    YanıtlaSil