Sayfalar

20 Ocak 2013 Pazar

"Başka türlü bir şey benim istediğim"


365 gün hüznüyle, sevinciyle, burukluğuyla geldi geçti...
Ne olursa olsun dilekler değişmeyecek.
Yeni yıla umutlarla girilecek.
Sanki görülmez bir el her şeyi düzeltecekmiş gibi...
Ama hayalsiz yaşanmıyor bir günlüğüne ya da birkaç saatliğine de olsa kendini iyi hissetmenin tadı bir başkadır...
Sağlıklıysan, etrafında da sevdiklerin dostların varsa ne ala...
Bazen kalabalıklarla bazen de yalnızdım... Kimi zaman dilek tuttum kimi zaman da bir kitabın içinde kayboldum...
Aklıma geldikçe anımsayıp iyi ki oradaymışım dediklerim de var, hüzünle andıklarım da...
Birçoğu ise aklıma gelmiyor...
Belli ki sıradan bir gün gibi yaşamışım...
Anılar böyle zamanlarda gelip içimize çörekleniyor...
"Hadi bakalım" diye zorluyor da zorluyor.
Bilinmez ki acaba insanoğlu böyle bir şeye mi programlanmış, yoksa yetişme biçimlerimizden mi kaynaklanıyor.

DEJA VU DUYGUSU

Çok kullanımda olan bir söz vardır.
"Hayat ileriye doğru yaşanır ama geriye doğru anlaşılır."
Yıllar akıp giderken, hani "deja vu" dedikleri ben daha önce bunu yaşamıştım duygusunu yaşatan ruh hali zaman zaman sarıverir insanı...
O zaman geçmişe dönüp başlarsınız hesaplaşmaya, hem de hiç beklemediğiniz bir anda...
"İyi midir değil midir" derseniz "kişiden kişiye değişir" derim.
Bazen ders çıkarıp; bir öğüt, bir mana, bir tecrübe olarak heybenize koyarsınız...
Hayat yolunda bunlar çok işinize yarar...
Bazen de bir öfke, bir intikam, bir yoldan çıkma hali gelip sarıverir ki...
Eyvah ki eyvah, o zaman yoldan çıkmak an meselesidir.
Yani demem odur ki, geçmiş öyle ya da böyle yaşanmıştır...
Yeme içme alışkanlıklarımız, takıntılarımız, önyargılarımız, sevmelerimiz, nefret etmelerimiz, yetiştiğimiz ortamların eseridir aynı zamanda...
Sonra yıllar geçtikçe her biri hayata bakışımızla birlikte değişir zaten değişmelidir de...
Yoksa aynı tornadan çıkmış insanlar olurduk.
Bu da ne kadar sıradan ve ruhsuz olurdu...
Bazen sıkılırsınız, patlayacak gibi olursunuz...
İşte o zamanlarda doğa bir ilaç gibidir..
Bir ağacın kuytusu, sonsuzluğa uzanan mavi bir deniz, dağların yükseltisi...
Nasıl da insanı sarıverir, gevşetir...
Sonra kültür ve sanat....
Hakkınca ve adabınca çalınan bir beste, güzel icra edilmiş bir şarkı, türkü....
Ya sinema...
Kendimi kamera gibi hissedip yönetmen olmayı düşündüğüm zamanlar...
Peki o kitaplar; hayatın en zor zamanlarında sığınılan en güzel liman...
Bir sözle birdenbire aydınlanan karmaşık olaylar, "hiç böyle düşünmemiştim" dedirten kelimeler...

İYİ Kİ ŞİİR VAR

Galiba yine şiire sığınmak en iyisi..
Can Yücel ne güzel özetlemiş:
"Başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..
(Yayınlandıktan sonra bloğa koymakta geciktiğim yılbaşı yazısı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder