Sayfalar

19 Mart 2013 Salı

'Y Kuşağı' ne istiyor ne bekliyor


Teknolojiye düşkünler ve yeni olanın peşindeler. Mücadeleci değil esnekler, büyük davaların peşinden koşmuyorlar zevk almak daha önemli. Aileye değer veriyorlar, arkadaş fikirleri de öncelikli. Marka seviyorlar ve aferin bekliyorlar. Onlara "Y Kuşağı" deniyor. Türkiye nüfusunun yüzde 20'sini oluşturan bu kuşak esnek bir tanımla 1980'le 2000 yılları arasında doğan kuşağı kapsıyor. Pazarlama şirketi İpsos KGM'nin Türkiye'deki Y Kuşağı'nı araştırması boşuna değil, çünkü tüketim çılgınlığının zirve yaptığı günümüzde şirketler onların özelliğini merak ediyor.
1925-1945'li yıllarda doğan kuşağa Sessiz ya da Savaş kuşağı deniyor.
1950'den sonrakiler Baby Boomers diye anılıyor. Doğum hızındaki büyük artış terimiyle anılan kuşak, dünyayı politik olarak etkileyen 68'lileri de kapsıyor.
Onların çocukları X Kuşağı, ekonomik krizler ve işsizliğe tanık oldukları için kayıp kuşak da deniyor.
Ve bugün 30'lu yaşlara gelen Y Kuşağı... En önemli özellikleri teknolojiyi çok iyi kullanmaları ve kendilerine olan güven olarak tanımlanıyor.
İşte İPSOS KGM şirketi 'Ayna' adını verdiği projesiyle pazar potansiyelini müşterileri için araştırmış, onlara ayna tutup video ile kanlı canlı olarak raporlamış. Geleceğin yöneticileri olacak bu kitle geçmiş kuşaklardan farklı dinamiklerle yaşıyor; etkisini, tüketimden iş gücüne, her alanda hissettiriyor.
Kuşağın eğilimleri, davranışları, hisleri, hayata bakışları ekonomik anlamda çok şey ifade edebilir ancak bize sosyoljik olarak da çok şey anlatıyor.
İşte araştırmadan öne çıkanlar:
* En ayırt edici özellikleri teknolojiye düşkünlükleri. En önemli bilgi edinme kaynakları internet. Uzun, derinlikli, içine dalınıp araştırılacak bilgi kaynakları değil, kolay ulaşılabilecek küçük bilgi paketleri arıyorlar.
*Her zaman farklı ve yeni olanı arıyorlar. Bu tercih kıyafetlerinde de gittikleri mekânlarda da internet üzerindeki paylaşımlarında da kendini gösteriyor.
* Farklı olmak, ayrışmak önemli ama başka bir dinamik de dışlanmamak için çok farklılaşmaktan çekinmeleri.
*Esneklik arıyor, kendini ifade edebileceği ortamlarda olmak istiyor. Belirgin ve sert kurallardan, çerçevesi belli şartlardan kaçıyor.
* Bir bariyerle karşılaştığında topyekûn bir mücadeleye girmek yerine çevresinden nasıl dolaşabileceğini bulmaya çalışıyor.
*Kendi mutluluklarını birçok şeyden daha öncelikli görüyorlar. Büyük davaların peşinden koşmuyorlar; farklı deneyimler yaşamak, iyi vakit geçirmek, hayattan zevk almak onlar için daha önemli. Gündemlerini birebir hayatlarını etkileyen, o gün orada olan konular oluşturuyor. Dikkat süreleri çok kısa ve dikkatlerini çekmek aslında zor.
*Çok belirgin bir deneyim paylaşımı kültürü var, hem dijital ortamda hem de dışarıda kendi deneyimleri üzerine fikir paylaşmayı seviyorlar
* Bir karar verirken de geleneksel pazarlama kanalları yerine, arkadaş fikirlerine, forumlardaki yorumlara daha çok dikkat ediyorlar.
*Geçmiş kuşaklardan farklı olsalar da Türkiye'deki Y kuşağının yine geleneksel bir tarafı var. Aile bu kişiler için önemini koruyor.
* Aileyi hem bir rol model olarak alıyorlar hem de bir destek ünitesi olarak görüyorlar.
* Aileden bekledikleri başka bir şey ise eşitlikçi ve özgür bir ilişki, birçok alanda olduğu gibi aileden de baskı gördüklerinde uzaklaşıyorlar.
*Farklılaşmak için markaları kullanıyor. Marka tercihlerini çoğu zaman fonksiyonel sebeplerle açıklasalar bile, markalarla duygusal seviyede de bir ilişki kuruyorlar.
* Genel olarak 'akıllı alışverişçi olmak' istiyorlar, beğendikleri markaları, ürünleri iyi fiyata aldıklarında kendilerini 'başarılı' hissediyorlar.
* Markalara ilgileri çok yüksek ama sadakatleri düşük.
*Y kuşağının hayatının birçok alanında ortaya çıkan bir tema da hız. Hayat çevrelerinde çok hızlı akıyor, zevkler, ilgi alanları çok çabuk değişiyor.
*Başarı önemli ama bu başarının görünür olması daha önemli. Bir anlamda daha fazla 'aferin' bekleyen bir nesil. Olumlu geri bildirim ile motive oluyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder