Sayfalar

20 Ekim 2014 Pazartesi

Tek başına gazino gibiydi


Osmanlı'dan miras ortaoyunu, kantolar, meddah, Hacivat-Karagöz ve geleneksel eğlencelerin tümü yeni dönemle birlikte (Cumhuriyet) artık adı gazino olarak anılan eğlence mekanlarına evrilmişti.
İstanbul kozmopolit yapısı ve paranın başkenti olması sebebiyle başı çekiyordu...
Politik başkent Ankara da geride kalmamış ünlü gazinolar birbiri ardına açılmıştı...
Tabii ki bu işlerin şahikası İzmir'di...
Fuar döneminde memleketin bütün ünlüleri soluğu orada alırdı. Bir ay boyunca Türkiye'nin eğlence hayatı oradan gelen haberlerle beslenirdi.
Zeki Müren'den Müzeyyen Senar'a, Barış Manço'dan Ersen ve Dadaşlar'a, Nurhan Damcıoğlu'ndan Berkant'a, Nuri Sesigüzel'den Şükran Ay'a kadar farklı türlerden söyleyen sanatçılar boy gösterirdi.
Komedyenler de olmazsa olmazıydı gazinoların... Bir şekilde yolunu İzmir'e düşürüp onları izlemeye gidenleri biliyorum...
Şanslılar dönüşte ballandıra ballandıra anlatıp ayrıcalığın tadını çıkarırdı...
Televizyonun hayatımıza girmesine az kalmıştı ancak henüz emekleme aşamasında olduğu için o kültür hızını kesmeden sürüyordu...
Ünlü isimler yılda birkaç kez Türkiye turnesine çıkardı ve alt kadrolarda da birçok sanatçıyı götürürdü. Adana, Mersin, Diyarbakır, Erzurum, Trabzon gibi merkezi kentler uğrak yerlerdi.
Televizyonun tüm ihtişamıyla gelip alışkanlarımızı alt üst ettiği dönemlerde gazinoların havası sürüyordu. Ancak o eski dönemler geride kalmıştı, çünkü teknoloji gelişiyordu. Artık kemanın, gitarın, hatta vurmalı çalgıların sesini çıkaran onların yerini alan elektronik aletler dönemiydi... Onlarca müzisyen işsiz kalmıştı...
Bu dönemin en büyük yıldızları piyanistlerdi...
Ferdi Özbeğen sonra Ümit Besen bir anda gözde oldu...
Beyoğlu'nun ara sokaklarındaki pavyon gibi salaş yerler de bir müddet daha direnecek yerini türkü barlar alacaktı...
***
Geçen çarşamba günü Harbiye'deki Açıkhava Tiyatrosu özel bir konsere tanıklık etti. Yağmur yüzünden ertelenen konsere ilgi büyüktü. Şampiyonlar Ligi maçına ve havanın da serin olmasına rağmen tıklım tıklım dolan tarihi mekanın başrolünde Ata Demirer vardı.
Tek başına gazino gibiydi...
Komedyenlikle başlayan ve Eyvah Eyvah serileriyle süren sinema serüvenini bu kez de müzikle taçlandırdı.
Alaturka ağırlı bir repertuvarla Yusuf Nalkesen'den Yıldırım Gürses'e, Erol Sayan'dan Sadi Hoşses'e kadar sanat müziğinin değerleri geçit yaptı.
Her parçanın girişinde dev ekrandan söz ve müzikler kime aitse fotoğrafları eşliğinde "saygılarla" diyerek anıldı..
Türkü de söyledi, göbek de attı. Aralarda esprilerini de esirgemedi.
Yunanistan'a Balkanlar'a uzandı sonra da taa Geyikli sahiline indi...
Taşkın Sabah'ın yönetimindeki dev müzisyen kadrosu da harikaydı. Anadolu Ateşi danslarıyla geceye renk kattı. Sonra Demet Akbağ ve sanatçı eşi Özge Borak'la noktayı koydu.
Tek başına gazinoydu derken haksız mıyım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder