Sayfalar

30 Ekim 2013 Çarşamba

Korkularımızla yüzleşmek...


İnsanoğlunun ahlak, erdem, adalet gibi yüce duyguları evrenselleştirmesi kolay olmamıştır.
Çünkü ilk ve en büyük kavga insanın kendisiyle olan kavgasıdır.
Üç tanrılı dinlerde, Budizm öğretilerinde bu konular özellikle ayrıntılı olarak vurgulanmıştır...
İslamiyet bunu nefis terbiyesi olarak özellikle belirtmiştir.
İsra Süresi 14. ayetinde; "Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter" denmiştir. (Diyanet Vakfı Çevirisi)
Çünkü bu yolda doğru ve düzgün yaşayan, davranan insanların oluşturduğu toplumlar her zaman örnek gösterilmiştir.
Bu uğurda büyük çatışmalar, kavgalar verilmiştir ki tarih nice örnekleriyle doludur...
Peki ya korkularımız...
İnsanoğlunun ve dolayısıyla toplumların en büyük hasletlerinden biri de korkularıdır.
Korkular yaradılıştan da olabilir, toplumdaki durumlardan da kaynaklanabilir.
YÜZLEŞME ZAMANI
Kurtulmanın yegane ve biricik yolu "yüzleşmektir."
Yani dönüp bu durumu ortaya çıkan nedenlerle hesaplaşmak gerekir.
Ne kadar gecikilirse içten içe sanki bir yara varmış gibi bir yerlerinizde sızlar durur.
Tıp diliyle söylersek, yarayı kesip atmanız gerekir yoksa kangren olur ve ölümcül hale gelebilir.
Bir insan, bir aile, bir mahalle, bir köy, bir kent ve nihayet bir devlet; en alttan en büyüğüne giden halkalar birbiriyle etkileşim halindedir.
Kültürler, değerler, dinler, diller, ırklar hepsi birarada yaşar.
Ancak biri diğerine baskın olduğunda korkular da başlar, o zaman da sorunlar başlar.
GEÇİŞ SÜRECİ
Türkiye, uzun süredir sancılı bir geçiş süreci yaşıyor.
Başta devlet olmak üzere kurumlar, kültürler, bireyler hepsi bir hesaplaşma içinde.
Yeni bir oluşumun eşiğindeyiz.
Bir zamanlar bırakın anlamayı, aklımızdan bile geçirmek istemediğimiz her şeyle yüzleşmeye başladık.
Bunca yıl ihmal ettiğimiz, yanıbaşımızda içiçe yaşadığımız kültürleri, insanları tanımaya anlamaya başlıyoruz.
Geçmişteki hataları, acıları tamir etmenin zamanıdır artık...
Mızrağın çuvala sığmadığı günler gelmiştir.
Ancak çözüm, diğerini ezmeden, hor görmeden yapılmalıdır.
Bu topraklarda nice kanlı, zor dönemler yaşandı, ders alıp bugünü de feda etmemeliyiz.
Anlayış, sabır, tevazu rehberimiz olmalıdır...
Gerçek demokrasi yolunda herkese büyük işler düşüyor.
En başta korkularımızla yüzleşeceğiz.
Önce bireyler sonra toplum, daha sonra da devlet...
Bize gereken, adalet, vicdan ve ahlaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder