Sayfalar

5 Ağustos 2014 Salı

'Ben ki Süleyman Han'ım...'



Bizim Kanuni, Batılılar'ın Muhteşem diye andığı Sultan Süleyman, Osmanlı padişahlarının üstüne en çok konuşulan, en çok yazı ve kitap yazılan, film çekilen, tartışılan ismidir.
1520'den 1566'daki ölümüne kadar, yaklaşık 46 yıl boyunca tahtta kalan Süleyman son üç yıldır bir diziyle gündemdeydi.
 Önceki gün, son seferinde ölünce iç organlarının Macaristan'ın Zigetvar şehrindeki caminin bahçesine gömüldüğü ortaya atıldı. Bazı tarihçiler karşı çıksa da tam 448 yıl sonra bile Kanuni yine konuşuluyor...
Nasıl konuşulmasın ki onun döneminde Osmanlı dünyanın en görkemli imparatorluğuydu...
13 kez sefere çıkan Süleyman saltanatının toplam 10 yıl 1 ayını seferlerde geçirmiştir. Süleyman böylece devletin hem en uzun süre görev yapan hem en çok sefere çıkan hem de en uzun süre sefer yapan padişahı olmuştur.
Babası Yavuz Selim'den 6.557.000 km2 olarak devraldığı Osmanlı İmparatorluğu'nu, 14.893.000 km2'ye ulaştırdı.
Onun döneminde Akdeniz, Barbaros kardeşlerin kaptanlığında bir Osmanlı denizi haline gelmiştir.
Alman İmparatoru Şarlken'e yenilerek esir düşen Fransa Kralı Fransuva'nın yardım istediği bir adamdan söz ediyoruz...
Hani cevaben, "Ben ki" diye başlayıp kendi ünvanlarını saydıktan sonra
"Sen ki
Françe vilayetinin kralı Françesko (François, Fransuva)'sun" diye ettiği ünlü mektuptan...
Ayrıca, Avrupa'dan Asya'ya, Kafkaslar'dan Afrika'ya koca bir ülkede adaletle hüküm sürüp, refahı sağlamanın yanısıra her bir yanı imar edip görkemli eserlerle süslemek...
Mimarbaşı Mimar Sinan'ın Osmanlı yurdunu, han, hamam, cami, yol, köprü, medrese, hastane, su yollarıyla donatması da onun zamanındadır.
İngiliz Saray tarihçisi Philip Mensel, "Dünyanın Arzuladığı Şehir: Konstantaniyye" kitabında, bir İngiliz seyyahın, Kanuni döneminde şehrin güzelliğini övdüğünü ve sokaklarında dilenci olmadığını yazdığını aktarır.
Savaşçı ancak ayanı zamanda kültür ve sanatın da zirvede olduğu bir dönemdir Kanuni'nin hükümdarlığı...
Muhubbi mahlasıyla en fazla şiir yazan padişahtır... Şiirlerinin en güzelini eşi Hürrem Sultan'a adamıştır:
"Celis-i halvetim, varım, habibim mah-ı tabanım
Enisim, mahremim, varım, güzeller şahı sultanım"
(Benim birlikte olduğum, sevgilim, parıldayan ayım,
Can dostum, en yakınım, güzellerin şahı sultanım.)

O şairleri sanatçılar desteklemiş ve gözetmiştir.
Döneminde yetişen şairler arasında Fuzûlî, Bâki, Pir Sultan Abdal ve Bağdatlı Ruhi vardır. Matrakçı Nasuh ise dönemin önemli ressam, tarihçi ve minyatür sanatçılarındandı. Süleymanname'yi yazan şehnameci Arifî, nakkaş Nigarî ve hattat Ahmed Karahisarî de dönemin önde gelen sanatçıları arasındaydı...
Din eğitiminin yanısıra tıp, matimatik gibi bilimlere ağırlık veren medreseler, külliyeler kurulmuştur. Kütüphaneler de cabası...
Evet Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi hazin ama boşuna Kanuni olunmuyor.
Onun ne saltanat ne padişahlık hayattaki en önemli şeyin sıhhat olduğu dizeleri ise bir başyapıttır:
"Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sihhat gibi."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder