Sayfalar

5 Ağustos 2014 Salı

Nisan'ın üç günü...




Anadolu toprakları binlerce yıllık geçmişiyle ne çok şeye tanıklık etmiş.
Görmüş geçirmiş bu kadim coğrafyada birçok halk yaşamış, her birinden izler kalmış... Savaşlar, barışlar, acılar, kucaklaşmalar...
Konuşarak, okuyarak bitirilecek gibi değil...
Bir bakarsınız, Hititler Kadeş Anlaşması'nı imzalarken öte yanda Troya'lılar savaşır...
Antakya'da Hıristiyanlığın ilk kilisesi kurulurken Yahudiler Urfa'daki sinagogta toplanır...
Alparslan Malazgirt'ten Anadolu'ya adım atarken Bektaşiler dergahlarını kurmaya başlar...
Yunus Emre, "Kalanlara selam olsun" derken Pir Sultan, "Boyun eğmezem" diye isyan eder...
Selçuk Sultanları Divriği'deki camide namaz kılarken Osmanlı'nın kurucusu Osman Bey, Şeyh Edebali'den öğüt alır...
Fatih, İstanbul'u alıp Ayasofya'ya ilerlerken Kanuni, Viyana kapılarına doğru sefere çıkar...
Barbaros Hayrettin Paşa Akdeniz'de sefer üstünü sefer yapar, Vezirazam Sokullu Mehmet Paşa yenilgiden ders çıkarır...
İstanbul zevki sefaya dalıp lalelerle donanırken yüzbinlerce insan Kafkaslar'dan acı içinde kaçar...
Balkanlar'da vahşet üstüne vahşet yaşanırken payitaht İstanbul'da endişe doruğa çıkar...
Nazım "Tek tek ışıklar yanıyordu" diye toprakları için savaşan kahramanları dizelerinde anlatırken Çanakkale'de, Kafkaslar'da, Galiçya'da, Yemen'de Mehmetçik çaresizce can verir...
Hepsinin bir tarihi zamanı vardır...
Ancak Nisan ayının öyle bir üç günü vardır ki beni her zaman çok düşündürmüş ve etkilemiştir...
Hem de arka arkaya tarihler...
23 Nisan bir milletin ayağa kalktığı tarihtir...
 İşgal edilmiş, çaresizlik içinde kıvranan vatanın halini gören Mustafa Kemal ve arkadaşlarının "söyleyecek sözümüz var" diye yola düştüğü tarihin kilit taşlarından biridir 23 Nisan...
 Meclis'in kurulduğu o gün demokrasiye giden bir yoldur aynı zamanda... Ve anlamlı günün çocuklara armağan edilmesi de bir o kadar anlamlıdır...
24 Nisan ise acı bir gündür tarihimizde...
Osmanlı Ermenileri'nin savaş yıllarında zorunlu tehcirle büyük acılar yaşadığı bir gündür...
Binlerce yıl birlikte yaşadığımız kadim bir halkın yaşadığı felaketin Başbakan'ın taziye mesajıyla 99 yıl sonra anılması da yüreklere su serpmiştir.
En büyük dileğimiz geleceğe artık kavga ve öfkeyle değil mutlu ve huzurla bakmaktır. Bu da başkalarının acılarını paylaşmakla olur...
Bir büyük devlet ve halka da bu yakışır...
Ve 25 Nisan...
Çanakkale'de vatanını korumak için diklenen bir avuç kahramanın destan günüdür...
Fransızlar'ın ve İngilizler'in peşine takılıp ta Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan, Hindistan'dan gelenlere karşı bir ulusun ayağa kalkışıdır...
"Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" diyen Mustafa Kemal'ın tarih sahnesine çıkışıdır..
Bugün o halkların insanlarıyla ne mutlu ki barış içinde yaşıyoruz.
Her yıl gelip huzur içinde atalarını anıyorlar...
23, 24 ve 25 Nisan... Hiç unutulmayacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder